 
ÇOBAN VE KUZU
Bir zamanlar bir çoban varmış.Küçük bir köyün çobanıymış.Köylüler koyunlarını çobana emanet ederlermiş.Çobanda onların koyunlarına seve seve bakar,güzel yerlerde otlatırmış.Koyunlar otlarken,çobanda kaval çalarmış.
Bir süre sonra koyunlardan birisi doğurmuş ve küçük bembeyaz bir kuzusu olmuş.Çoban bu kuzuyu doğar doğmaz çok sevmiş.Kuzuda çok sevimli,bembeyaz pamuk gibi ve çok yaramazmış.
Zaman geçtikçe kuzu biraz büyümüş.Fakat,hem yaramaz hem de meraklı olmuş.Çoban,koyunları otlatırken kuzu,hep sürüden ayrılır,başka yerleri dolaşırmış.Çobanda devamlı onu arar,bulur ve sürüye geri döndürürmüş.
Günün birinde yine çoban koyunları otlatırken,kuzu yaramazlık yapıp sürüden ayrılmış.Sürüden uzaklaşan kuzu,bir çukurun yanına gitmiş.”Çukurun içinde ne var?” diye merak edip bakarken,ayağı kaymış ve çukura düşmüş.
Uğraşmış,uğraşmış …çukurdan çıkamamış.
Çoban kuzunun yokluğunu fark edince aramış taramış ama bulamamış.Sonra geri dönerken uzaktan kuzunun sesini duyar gibi olmuş.Sesin geldiği yöne doğru yürümüş.Sese doğru biraz daha yaklaşınca çukuru farketmiş.Çukura yaklaşınca,kuzuyu görmüş.Kuzuyu oradan çıkarmış.
Kuzu çok sevinmiş ve o olaydan sonra bir daha sürüden hiç ayrılmamış.
Beyza Koç
2/A Sınıfı
Türkçe-Proje Ödevi
|